13. ve 14. yüzyıl Halk Edebiyatı

12 Mayıs 2013 tarihinde tarafından eklendi.

13. yüzyıl Halk edebiyatı şairleri, tarikatlarda yetişmiştir. Bu ozanlar, çoğunlukla gezgindir. Eski Ortaasya geleneğine uyarak, Anadolu’yu bir baştan bir başa dolaşmışlardır. Bu ozanlar, üne, gösterişe, mala, mülke önem vermeyişleri yüzünden sessiz yaşamışlardır. Bu sebepten, pek çoğunun nerede ve nasıl yaşadığını kesin olarak bilemiyoruz. Tanrı sevgisini ve İslâm felsefesini konu alan bu ozanların oluşturduğu edebiyata TEKKE EDEBİYATI denir. 13. yüzyıl, halk edebiyatı, geniş ölçüde bir Tekke edebiyatıdır. Tekke edebiyatı ozanları, şiirlerinde genellikle yalın bir dil kullanmışlardır. Çünkü, şiiri halk kesimi için söylemişlerdir. Bu yüzden, halka, halkın diliyle seslenmişlerdir. Ancak, bu dilin çok yalın olduğu söylenemez. Çünkü, bu şiirlerde dinî ve tasavvufi terimler vardır:

Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mcvlâm seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni

Sular dibinde maniyle
Sahralarda ahu ile
Abdal olup yâ hû ile
Çağırayım Mevlâm seni

Yunus Emre

Yukarıdaki şiirde “Mevlâ, seher, mâhî, âhû, yâ hû” kelimeleri çok özel anlamlarda kullanılmıştır. Dolayısıyla. Tekke şiirinin dili pek yalın değildir. 12. yüzyılda başlayan Arap edebiyatının etkisi, bundan sonraki yüzyıllarda gözle görünür şekilde artmıştır.

13. yüzyıl Tekke şiirinde vezin, hece ölçüsü ağırlıklıdır. Fakat, yine Arap edebiyatının etkisiyle, aruz vezni de kullanılmaya başlamıştır. Ancak, bu yüzyıllarda, aruz vezni, Tekke şiirinde, başarılı olarak uygulanamamıştır.

Yunus Emre’den hece veznine örnek:

Taştın yine deli gönül
Sular gibi çağlar mısın
Aktın yine kanlı yaşım
Yollarımı bağlar mısın

Bu dörtlük; dil olarak yalın, anlatım olarak açık ve vurguludur.

Yunus Emre’nin aruz vezniyle yazdığı şiire örnek :

Padişahın hikmeti gör neyledi
Od ve su toprağ ve yele söyledi
Toprağ ile suyu bünyâd eyledi
Ona Âdem demeği ad eyledi.

Aynı ozanın iki şiiri arasındaki fark, kolayca görülür. Aruz vezniyle yazılan şiir, dil bakımından ağır, anlatım bakımından kapalı ve kırık döküktür.
13. ve 14. yüzyıl Halk Edebiyatı şiiri, kafiye bakımından titiz değildir. Her türlü kafiyeyi, kullanır. Bu arada, yarım ve redifli kafiyeye daha çok yer verir. Halk şairleri, şiirlerini, çoğu kez, yazmamış, söylemiştir. Yani şiir. şairin gönlünden ve dilinden bir anda boşalmıştır. Bu durumda, şairin, tam veya zengin kafiye yapmaya, zamanı el vermez.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Araba Sevdası Özeti