Fuzuli

30 Haziran 2013 tarihinde tarafından eklendi.

XVI. Yüzyılın Şairleri : FUZÛLÎ
Divan Edebiyatının iki büyük şairinden birisidir. (Diğeri Bâkî’dir). Fuzûli’nin yaşadığı yer ve yıllar kesinlikle belli değildir. Tezkirelere göre; Bağdat’ta. Hille’de. Kerbelâ’da yaşamış olabileceği 1556 yılında. 60 yaşlarında öldüğü söylenir.Gerçek adı Mehmet’tir. Fuzûlî takma adı (Mahlas)‘dir. Fuzûlî, fazlalık, gereksiz, boşboğaz anlamına gelir. Başka bir şair beğenip almasın diye böyle bir mahlas seçmiş olabilir. Fuzûlî “Faziletli, erdemli” anlamına da gelmektedir.

Fuzûlî, hayatı boyunca yoksulluk ve yalnızlık çekti. İstanbul’dan uzak oluşu yüzünden değeri oranında ilgi göremedi. Son zamanlarda, Kanunî’nin kendisine bağladığı 9 akçelik maaşını da bir türlü alamadı. Bu konuda çektiği güçlükleri “Şikâyet-nâme” adlı bir eserle. Nişancı Celâlzâde Mustafa Çelebi’ye iletti.Bu yoksulluk, ilgisizlik, yalnızlık, büyük şairi olumsuz yönde etkiledi. Ulaşılmaz yeteneğiyle gözardı kalışı arasındaki çelişki, onu karamsarlığa itti. Şiirlerinde, sürekli bir yakınma ve şikayet vardır.

Fuzûlî, şair olarak, manevi aşkı anlatmıştır. Onun aşk anlayışında sevgiliye kavuşmak (vuslat) yoktur. Aşıklar, kavuşmamalı. sürekli hasret ve acı çekmelidir. Ancak, böyle bir aşk sonsuzlasın Şair, bu anlayışa uygun düşünsün diye ünlü mesnevisinde Leylâ ile Mecnûn’u birleştirmez. Onun şiirlerindeki aşk teması, acı çekmek hep acı çekmektir.

Benim tek hîç kim zâr u perişan olmasan Yârâb
Esir-i derd-i aşk u dağ-ı hicran olmasın Yârâb

Cefâ vü cevr ile mu’tâdım anlarsız nolur hâlim
Cefâsına had ü çevrine pâyân olmasın Yârâb

(Ey Tanrı, hiç kimse benim gibi ağlamasın, perişan olmasın; aşk derdinin esiri ve ayrılık ateşiyle yanan olmasın.
Ey Tanrı, eziyet ve işkence çekmeye alıştım, onlarsız yapamam. Bu yüzden sevgilinin eziyetine ve işkencesine son olmasın.)
Acak, zaman zaman, yalnızlığından, kaderden şikâyet eder.
Dost bî-pervâ felek bî-rahm devrân bî-sükûn
D^vqpk.bftm.-dfjî.YoJf.düsp)an.kayL tâli zebûn
(Dost, ilgisiz, felek acımasız, zaman huzursuz, dert çok, dert ortağı yok düşman güçlü, kader zayıf).
Fuzûlî’yi büyük şair yapan diğer bir özelliği de çok zengin bir hayâl gücüne sahip olmasıdır. O, başka şairler gibi şiiri kelime oyunlarına boğmamış, hep derin hayâl gücünü şiirleşmiştir.

Fuzûlî, lirik bir şairdir. Şiirlerindeki duygu zenginliği, söyleyiş güzelliği, okuyucuyu bir anda duygulandırır.Fuzûlî’nin dili de Osmanlıcadır. Ancak, Fuzûlî’nin dili gene de çağdaşlarına göre yalındır.Fuzûlî’nin Türkçe, Farsça, Arapça, “Divan’lan vardır.“Leylâ vü Mecnun” çok tanınmış başka bir eseridir.Şairin, hepsi 11 kadar eseri bulunmaktadır.
Fuzûlî’nin Şiirlerinden Örnekler:
GAZEL
Âşiyân-ı mürg-i dil zülf-i perişanındır Kande
olsamey peri gönlüm senin yanındadır

Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabib Kılma
derman kim helakim zehri dermânındadır

Çekme dâmen nâz edüp üftâdelerden vehm kıl
Göklere açılmasun eller ki dâmânındadır

Mest-i hâb-ı nâz ol cem’ et dil-i sad-pâremi Kim
anın her paresi bir mevk-i müjgânındadır

Bes ki hicrânındadır hâsıyyet-i kat’-ı hayat Ol
hayat ehline hayrânem ki hicrânındadır

Ey Fuzûlî şem’ veş mutlak açılmaz yanmadan
Tâblar kim sünbülünden rişte-i cânındadır

(Kelimeler : aşiyan-ı mürg-i dil : Gönül kuşunun yuvası, zülf-i perişan : Dağınık saç. kande : Nerde. Peri : Güzel kız. helak : Yok olma. damen : Etek. üftâde: Düşkün, aşık. vehm kıl: Kork. mest-i hâb-ı nâz : Naz uykusunun sarhoşu. Cem : Toplamak, dil-i sad-pâre : Yüz parça olmuş gönül, nevk-i müjgân : Kirpiklerin oku. bes : Yeter, hasiyyet: Güç, kuvvet, özel etki. Kat’: Kesme, kesilme, bitirme, hicran : Ayrılık, şem’veş : Mum gibi. tâb : Kıvrım, rişte : iplik, bağ).

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
VATAN YAHUT SİLİSTRE ÖZETİ