Milli Edebiyat Döneminde Modernizm (Batıcılık)

23 Haziran 2013 tarihinde tarafından eklendi.

III. Selim döneminde başlayan Batı’ya yönelme hareketi, giderek daha reformist bir anlam kazanır ve bugün modernizm terimiyle tam karşılığını bulan bir zihniyetin temelleri atılır. Sistemli bir ideoloji olmaktan çok, Tevfik Fikret’in “Tarîh-i Kadîm” şiirinde kendisini açıkça gösteren bir “Doğulu değerlerden nefret” hissiyle başlayan Türk modernizmini A. Kabaklı şöyle tarif eder : “Asrîlik (Çağdaşlık, Modernizme) fikrî, biraz Tanzimat ruhunun devamı, biraz Servet-i Fünûn kafası, az çok laiklik, kısmen materyalist dünya görüşü, biraz da kökten (radikal – cezri) devrimcilik tasarısı sayılabilir.”

Bu akımın yayın organı olan tetihad dergisi Dr. Abdullah Cevdet tarafından çıkarılmaktadır. Bu dergide savunulan görüşlerin bir kısmı Cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak gerçekleştirilir. Tekke ve zaviyelerin kapatılması, medreselerin eğitimine son verilmesi, sarık ve cübbenin dinî kıyafet sayılarak yasaklanması, Islâmda bulunmayan bir “din adamları” sınıfının oluşturulması, Avrupa medenî kanununun kabul edilmesi, kadınların örtünmemesi, fes yerine başka bir başlık bulunması, takvimin değiştirilmesi, kapitülasyonların kaldırılması, yerli malı kullanımının teşvik edilmesi, batıl inançlarla mücadele edilmesi ve benzeri konular hayata geçirilmeden çok önce bu dergide önerilir.

islamcıların ve Türkçülerin de kısmen kabul ettikleri bu görüşlerin bazıları ciddî bir çöküş yaşayan büyük bir uygarlığın yıpranmış yönlerini işaret etmektedir. Modernizm yanlılarının Osmanlıcı, Türkçü ve islamcılardan kesinlikle ayrıldıkları nokta ise, islâm dininin ve millî tarihin kabullerini yok saymalarıdır.
Yukarıda kısaca özetlenen bu beş fikir hareketinin ilk çıkışları ile varış noktaları bir arada değerlendirilmelidir. Aslında, dünyanın ve ülkenin içinde bulunduğu tarihî gelişmelerin zorlamasıyla ortaya çıkan bu hareketlerin pek çok ortak noktası vardır. Bu fikir akımlarının hepsi hızla çöken büyük bir devleti kurtarmak veya biraz daha ayakta tutmak gayesini taşır. Çeşitli yayın organları aracılığı ile kendilerini duyuran bu akımlar, belli siyasî grupların emrine girerek aktif politik hayatta yer almazlar. Hepsi Batı’nın ekonomik ve teknolojik gücünü kabul ederek, o seviyeye ulaşmayı hedefler. Temelde Doğu  Batı çelişkisini ortadan kaldırmak arzusu yatmaktadır. Ancak yine de en çok üzerinde durulan unsurlar moral değerlerdir. Ekonomik kalkınmayı ön gören teklifler ciddi bir plân ve programa sahip değildir.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat Özet