Ziya Paşa

22 Mayıs 2013 tarihinde tarafından eklendi.

ZÎYA PAŞA (1829-17 Mayıs 1880)

Ziya Paşa İstanbul’da doğdu. Asıl adı Abdülhamid Ziyaûddin‘dir. “Mekteb-i Ulûm-ı Edebiyye“de okudu. Farsça ve Arapça öğrendi. 1845’de “Sadaret-i Uzmâ Mektubî Odası”nda görev aldı. Edebiyatla ilgisi o dönemde başladı. 1855’de “Mâbeyn-i Hümâyûn“a kâtip olarak girdi. Fransızcayı burada öğrendi. Sultan Abdülaziz ve M. Reşit Paşa‘dan destek gördü.

M. Reşit Paşa’nın ölümü üzerine Âli Paşa ile sürtüşmeye girmesi, Fuat Paşa ile iyi ilişkiler kuramaması üzerine, İstanbul’dan uzaklaştırılmak için Kıbrıs muta­sarrıflığına tayin edildi. Bunun üzerine “Yeni Osmanlılar Cemiyeti” ile işbirliği içinde Mustafa Fazıl Paşa‘nın davetine uyarak Namık Kemal ile birlikte Paris’e gitti (1867). Oradan Londra‘ya geçti ve N. Kemal ile birlikte Hürriyet gazetesini çıkardı. 1871’de Âli Paşa‘nın ölümü üzerine yurda döndü.

İstanbul’da önemli görevlere getirilen Ziya Paşa, II. Abdülhamid döneminde İstanbul’dan uzaklaştırılmak için Suriye Valiliğine tayin edildi (1877). Bu görevi önce Konya’ya, sonra da Adana’ya nakledildi. Orada vefat etti.

Ziya Paşa, Şinasi‘den sonra Namık Kemal’le birlikte Türk edebiyatının değişmesinde ve yenileşmesinde emeği geçen bir şahsiyettir.

Dîvan şiirini iyi tanıyan ve şiirlerinde klâsik nazım şekillerini kullanan Ziya Paşa, Doğu ile Batı arasında kesin bir tavır belirleyememiştir. Namık Kemal’e göre daha gele­nekçi tavrıyla dikkat çekti. Ziya Paşa, ilk şöhretini 1856’da yazdığı felsefî şiir örneği olan “Terci-i Bend” ile kazandı. Diğer önemli eseri ise “Terkib-i Bend“dir. Paris’te yazılan 12 bendlik bu eser, Doğu ve Batı kültüründen edinilmiş fikirleri hikmetler halinde verir. Şiir sosyal tenkit­lerle yüklüdür. Onun şiir alanında yaptığı yenilik, Dîvan şiirinin külfetli üslûbunu ayıklayarak, şiiri yaşanılan hayatın unsurlarıyla beslemesindedir.

Ziya Paşa. Tanzimat döneminin fikir hareketlerine yazılarıyla da katkıda bulundu. Tenkit sahasının önemli bir şahsiyetidir. Hürriyet gazetesinde yayınlanan “Şiir ve İnşa” (1868) makalesi edebiyatımız üzerine yapılan ciddi bir değerlendirmedir. Ziya Paşa bu makalede Dîvan edebiyatını reddederek, gerçek edebiyatımızın halk edebiyatı olduğunu savundu. Ancak, bu görüşlerini sonuna kadar sürdürmedi. Harabat (1874) antolojisine koyduğu “mukaddeme” (önsöz) de Divan edebiyatını savundu.

Eserleri, Eş’âr-ı Ziya (ölümünden sonra yayınlanmıştır, 1881), Zafername (ta­rihsiz), Rüya (1868), Hârâbat (1874), Endülüs Tarihi (çeviri – 1863), Engi­zisyon Tarihi (çeviri, 1882), Verâset-i Saltanat-ı Seniyye Hakkında Mek­tup (1868). Yazarın bu eserler dışında başka çevirileri de vardır.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
GÜLNİHAL ÖZETİ